Emperyalizm Sömürür
Nasıl mı?
Kendi otomobilini üretemeyen ülkelere borç verip otobanlar yaptırırız.
Sonra onlara arabalarımızı satarız. Sonra bankalarını satın alırız. O bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız. Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle. O ülkeye dünya bankası ya da kardeş kurumlardan yeniden-yeniden-yeniden kredi ayarlarız.
Ayarlanan krediler “ASLA” o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje‘ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer. Enerji santralleri, Şaşalı Saraylar, şehir hastaneleri, yollar, limanlar, dev havaalanları yapılır.
Aslında insanların işine yaramayan bir yığın beton. Bizim şirketlerimiz kazanır o ülkedeki işbirlikçimiz birileri de nemalandırılır. Toplum bu düzenekten hiç birşey kazanamaz.
Ama ülke büyük bir borcun altına sokulur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkansızdır.
Plan böyle işler. Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki; “Bize büyük borcunuz var ödeyemiyorsunuz.
O zaman doğal kaynaklarınızı bize verin, Kar eden büyük Şirketlerinizi bize verin, askeri üslerimize yer gösterin, askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin, Birleşmiş Millletler de bizim için oy verin! Kar eden Dev şirketlerinizi özelleştirin!
Onları Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın deriz…
Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri özelleştirme yoluyla ele geçiririz.
Bundan sonra, kimse boynunu çeviremez. Emperyalizm sömürür.
Nasıl, Tanıdık geldi mi?